29 Ağustos 2008 Cuma

YE#37 Etkinliği Mangal Keyfi

Biz zorunlu olarak mangal keyfi yapamıyoruz.Çocuklarım ve ben canımız isteyince bu küçük ızgaramızda kendimize mangal partisi veriyoruz.Çok zaman dışardan istiyoruz :)Fakatt evde canımız koku duymak isteyince hemen ızgaramız devreye giriyor.Ben buna aslında kebap makinam diyorum :)
Bu etkinliğe katılmayı çok istiyordum ama nasıl yapılacağını henüz keşfedemedim sevgili YEMEKKOKUSU arkadaşıma rica ettim,ben sayfamda yayınlayayım sen alırmısın diye,sağolsun bana dört gün önce mail atmış ama dedim ya yoğunluktan ancak bu sabah gördüm.Ben sayfamda yayınladım şimdi arkadaşım alcak :)
Tarife gerek var mı bilmiyorum zaten görüntü var,etin içine sadece karabiber ve tuz koyup şekillendiriyoruz.

Susamlı Simit

susamlı simit
Yok yok bu yan masadan değil ama arşivden ramazan geliyor ya arşivde yığılma olmasın diye eski fotoları kulanıyorum.Bu arada bu yazılar neden böyle oluşmaya başladı onu da bilemiyorum :)Çok yoğun günler geçiriyorum yorumlarınıza zamanında dönemiyorum,özrümü kabul edin lütfen :)
Benim yorum zamanım sabahın altısında çocuklar uyurken..En büyük zevkim sabah onlar uyurken bir fincan türk kahvesi yapıp pc ye oturmak ama bikaç gündür erken kalkamadığım için işlerde yığılma oluyor.Ne olur kusuruma bakmayın bunu sizlere aksettirdiğim için,neyse fazla uzatmayayım erkenciyim biraz da yorum yapayım ,bakalım kimler neler yapmış :)
Malzemeler:

1 Paket margarin
1 çay bardağı sirke
Yarım çay bardağı şeker
1 kabartma tozu
1 yumurta sarısı (akını ayırın )
1 tatlı kaşığı tuz
2-3 tatlı kaşığı mahlep
Aldığı kadar un

Üzeri için:

Susam
Yumurta akı

Yapılışı:

Margarini eritelim , sirke , şeker , kabartma tozu , yumurta sarısı , tuz , mahlepi ve aldığı kadar unu hepsini birden yoğuralım.Yağlanmış fırın tepsisine simit şekline getirip önce yumurta akına daha sonra susama batırıp tepsiye dizelim.Kızarana kadar pişirelim.Fırından çıkarıp soğuyunca servis yapalım.Afiyet olsunn.

28 Ağustos 2008 Perşembe

GAZİANTEP'İN YAZ DOLMASI

dolma,yaz dolması,biber dolması,palıcan dolması,kabak dolması,yaprak sarma
Yan masadan konfor geldiii.Yan masa annem oluyor :)Daha önce de bahsetmiştim ya annem her zaman desteğimdir.Bir de çırak alsa :))
malzemeler:
400 gr. yağlı kıyma
10 adet kabak(antep kabağı)
10 adet biber
10 adetpatlıcan
3 tane kuru soğan
1 tane rendelenmiş domates
5-6 diş sarımsak
3 kaşık karışık salça (domates,biber)
Her dolma için bir avuç pirinç
salamura yaprak
Karabiber, tuzLimon tuzu(etı dolmaya gore azalta yada cogalta bılırsınız)
yapılısı:
bu tarıf 10,kabak,10 patlıcan,10 bıber ve biraz yaprak içindir.
Soğan ve sarımsak çok ince kıyılır ve limon tuzu hariç diğer malzemelerle karıştırılır. Bıber,patlıcan,kabak oyulurçok sıkı olmayacak şekilde doldurulur .
Agızları kapatılır(ıster domates parcaları,ıstersekte malzemelerı oyarken kesdıgımız kabak ,patlıcanla,tencereye agızları bırbırını kapatacak sekılde dızılır.Yaprak geceden suya ıslatılır ve sabah bir taşım kaynatılır.
Tencereye dizilen dolmaların üzerine limon tuzu ve bir miktar daha tuz suyla karıştırılarak dökülür. ( Suyunu hep kendiniz ayarlayın, ya da malzemenin üzerini bir iki parmak geçecek kadar su kullanın.)Önce harlı ateşte kaynayan dolmaların üzerine dolma taşı veya bir tabak kapatın.

26 Ağustos 2008 Salı

EKMEK KEBABI


CANIM BABANNEMİN EKMEK KEBABI

Ben küçükken babannem bize bu yemekten yapardı,bu yemek beni aldı çocukluğuma götürdü.Ne çokkkk severdim babannemi çok anlayışlı ,çok tatlı,çok pamuk bi kadındı.Bembeyaz nur yüzlü babannemi öpmeyi yanaklarına dokunmayı çok severdim,çok erken terketti bizi.Okul zamanlarımda halk oyunları ekibinde oynardım(tabii o zaman böyle duba gibi değildim),okul zamanı halk oyunları yarışmalarımız olurdu.Ekiple Türkiye içi yarışmalara katılırdık ve her seferinde babam annene sor kızım derdi(çünki babam git deyince annem onun beynini kemirirdi neden izin verdin diye)anneme gidince yooookkkk asla olmaz tek başına kızlar gitmez öyle derdi.Hemen benim canım nur yüzlü babannemi devreye sokardım;babanne annem yine izin vermiyooo ne olurrr diye.Babannem bir şahin misali anneme saldırıya geçerdi,yolla kızı gitsin gezsin görsün yarın el kapısı var gösterirlermi göstermezlermi karışma kızıma gidicek ,deyince eee emir büyük yerden kayınvalideden annem çaresiz iyi peki derdi.En son yurt dışına Bulgaristan' a gidicektik.Bizim evde durum aynı babam annene sor , annem aslaaaaa bu kez olmaz,taa elin gavur memleketine asla gidemessin demişti.Tabiii babannem hemen karşı atağa geçti ve kızım gidicek bu kız sana hakkımı helal etmem ,bak büyüdü.Bu daha önemli bu kız bir daha yurt dışına çıkamayabilir(hakikaten öyle oldu son yurt dışı maceramdı) yollayacaksın dedi veee Çiğdem Bulgaristan da.....

Canım babannem bu olaydan 1 yıl sonra gitti :(((((

Babannem aslında babamın amcasının eşi idi,öz dedem savaşta ölünce öz babannem babamla halamı, eltisi ve kayınbiraderinin çocukları olmuyor ve kendisinin onlara bakacak gücü yetmiyor diye onlara vermişti.Babannem her zaman derdiki kızım benim çocuğum olmadı ben ölünce annee diye ağlayın derdi.Fakat bundan bizi kızkardeşi mahrum etti,babannem kızkardeşinde kalırken öldü ve bize haber vermeden cenazesi evden çıkarıldı ve hayatımdaki ,içimdeki en büyük uktedir .Babbanneme annneee diye ağlayamadım ,bu aklıma her geldiğinde içim çokk burkulur.

Konu nerden nereye geldi,şimdi bunu neden anlattın bizi ne ilgilendirir diyenler var mı acaba..Burası benim dünyam sabah sabah neden bu kadar duygusallaştım bilmem ama içimden bunları yazmak geldi,belkide birileri ile paylaşmak onları benim derdime ortak etmek istedim ama tabi kötü oldum bunlar aklıma gelince :(

Hemen duygusal havamı bozmam lazım çocuklar uyanmadan tarife geçelim...


MALZEMELER:

1 kg.kuşbaşı kırmızı et

2 tane kuru soğan

2 kg.domates

2-3 tane yeşil biber

Pide ekmek

YAPILIŞI:

Etler bir tavada sotelenir.Diğer tavada soğan ve biber sotelenir.

Tabaklara doğranmış pideler koyulur,üzerine soğanlı karışım dökülür.Onun üzerine de etler.

İşte bu kadar babannemim yemeği hazır.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Spagetti

spagetti,makarna,soslu spagettiGeçen hafta 2 günlüğüne eşim geldi :)Biliyorsunuz ki eşim işi nedeni ile ayda birkaç gün bizimle olabiliyor.Akşama size yemeği ben yapıcam,yemek yapma diye evden çıktı.Ne pişiriceksin deyinde söylenmez akşam gelince görürsün dedi ve gitti,eşim sadece mangal yapar bize ben de mangal yapıcak zannettim.Sonra akşam üzeri tlf la aradım,salatayı hazırlıyayımmı acıktı çocuklar dedim.Sen birşey yapma ben yaparım dedi(anaa adama bişiler olmuş,büyük bi ihtimalle ya kafasına çiçek saksısı düştü ya da .... 12 yılda ilk defa bu sözleri duydum)
Sonra öğrendim ki bize spagetti yapcakmış,ben tabii hemen salatamızı falan hazırladım ,onu beklersek açlıktan ölebiliriz diye.İşten geldi ,duş aldı,üzerini değiştirdi oooo biz açlıktan öldük tabii ben kızdım ,sinirlendim,bağrındım acıktık diye.Ona küsüp içeriye gittim.
Veee nihayet saat 21.30 civarı mutfaktan bir söylenti geldi yemeğin hazır olduğuna dair,oğluma hayır ben yemeyeceğim dedim.O da babasına annem küstü deyınce eşim çokkkkkk çaba sarfederek spagettiyi bu hale getirmiş üzerine kalp yapmış karabiberden :))))))))
Eee artık bunun karşısında küs kalmak olmaz değilmi diyerek bir güzel yedim spagettileri.
Tarif yok çünki tarifin sahibi şu anda İtalya da :(

23 Ağustos 2008 Cumartesi

SOBELENMİŞİMMM


Merhabalar....
Beni eskiden tanıyan tüm dostlarım aslında bilirler benim sobeye cevap vermediğimi ,ama yeni blog yeni bir hayat demek bence ve bu kuralı bir kenara kaldırdım.Sevgili ŞENOO beni sobelemiş ve ben de cevap vereyim dedim oyuna..Aslında çok uykum var ne yazacağımı bilemiyorum hatalarım olursa affedin lütfen..Geldik sorulara;
1-. Blog yazmaya ilk defa nasıl başladın?
1-İlk blog yazmayaaaaa kasım 2006 da evde oğlumu büyütürken ablamın tavsiyesi ile başladım.
2. Blog yazılarının konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor musun? Yoksa içinden geldiği gibi mi yazıyorsun?
2-Kesinlikle içimden geldiği gibi (hatta bazan abartıyorum fazla özele giriyorum)
3-. Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor musun?
3-Etmem miiiiiii hatta bu alemde dostlarım bana nöbetçi blogcu derler.24 saat pc deyim desem yeridir.İş güç yapmaz pc de oturur bir kadın oldum resmen bağımlılık yaptı:) Bina görevlimizin eşi blog isim annesi ÖZNUR gelip bana yardım ederde allah tan yırtarım işten.
4-. Blog yazmak senin için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
4-Ayyyyy aslaa blog benim hayatım o kadar alıştım ki eşim eve gelince bizimle olmak istiyor diye ona kızıyorum.
5. Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceksin?
5-Ay bunu kırmızı yapamadım resmen pc de uyucam şimdi..Blog yazmayı son nefesime kadar sürdürürüm sanırım.Bir arkadaşıma da blog açmıştık SEÇİL 22 nisan da yazı ekledi ve 23 nisan da hayatını 33 yaşında kaybetti.Ben de öyle ölmek istiyorum...
şimdi birileri sobelenmek zorunda ama bu sobe çok eski olduğu için ben sobelenmeyen birisini düşünemedim..
SEVGİLER

22 Ağustos 2008 Cuma

FIRINDA KÖFTE PATATES

et köfte,patatesli köfte,fırın köfte,et köfteli patates


Günaydınnn..Günün menüsünde köfte-patates ikilisi var,tabii ki yanında da pilav :)Napalım sevgili arkadaşlar ben sizin gibi hamarat hatunlar olup nefis pastalar börekler yapamıyorum..Siz de bi zahmet bunlarla idare ediverin :))
Sanırım ben biraz tembel bir hanımın canımız pasta börek yemek isteyince arka sokağımızda şehrin en iyi 2. pastanesi var,bir telefon isteğimiz kapımızda ee ne gerek var bu sıcaklarda sımsıcacık mutfağıma giripte ter dökmenin:)İşin aslı çok zaman yemek bile yapmıyorum yine bizim meşhurr pastanenin yanlarında meşhurrrr annem oturuyo,yine bir telefon anneeee ne pişirdin;kızım yolla Anılı'ı yemek yollayayım size ,ee annemin evinde çırak yok hadi bakalım büyük kuzu sana yol gözüktü.Bazı arkadaşlarım bilirler eşim bizimle yaşamıyo arabam da yok :(( canımız hazır yemek isteyince yine bi telefon ohh yemeğimiz de geldi,ne uğraşayım ki değilmi canlarım bu sıcakta kim yemek pişircek(tabii kışın da soğuk)Durum böyle olunca ben de ayda yılda bir yemek pişiririm çaktırmayın ama onlar da hep 3 dk yemeği buyrun işte size benim kuzuların ayıla bayıla yedikleri yemeklerden birisi ee onu da koca 1 tepsi yaptım ki 2 gün yesinler diye :))
Malzemeler:
4 tane patates
2 iri domates
2 yeşil biber
1/2 kg. kıyma
1 s.b. ekmek(bayatlamaya yüz tutan ekmekler dondurucuda beklıyo beni)
1 yumurta
tuz,k.biber,kimyon,salça,z.yağ
1 tatlı kaşığı domates salçası
veeee tabii ki sarımsakk asla vazgeçemem
Yapılışı:
Yukardaki köftelik malzemeler yoğrulur ve şekil verilir.Tepsiye patatesler dizilir,üzerlerine köfteler ve domatesler yeşil biberi de unutmayalım.Salça ,z.yağ ve baharatları kullanarak sos elde edip tepsinin üzerine gezdirilir.230 derece fırında pişirilip yanında tuzlu ve de buzlu ayranla yenilir...

PAPATYA PASTASI

papatya pastası,tartolet HALENZEEEEEEEEEEEEEEEE...........
Fotoğraf arşivden yeni yapmadım bunu yani başıma kakma yine diye baştan söliyeyim,hoş bunu makına ile çekmemiştim.Telefonla çekmiştim tarih yok üzerinde ama sen görüntüsünden bile anlarsın bayat olduğunu..Bu günlerde çok yoğunum arkadaşlar sizlere dönemiyorum haa bir de kara gözlüklerimi takıp kendimi gizledğim halde beni yine de tanıyanlar var aramızda :))
Zerin-misss ve sevgili Gül ablam aslında önemli bir gizlilik yoktu ama madem farkettiniz,OBUR ÇİĞDEM geri döndüü.Aslında ben hep buralardaydım ama o kadar hızlı idim ki sizler beni takip edememişsiniz ..
Yani suç bende değil sizde :)))
Buyrun size Çiğdem olarak hoşgeldiniz diyor ve papatya pastası ikram ediyorum.Bu arada sevgili YEŞOMUN hiç ismi geçmedi,O da sağolsun benden asla sevgisini,ilgisini ve de desteğini esirgemedi.Yani kısaca herkese sevgiler ve buyrun pastaya;

malzemeler:
Hamuru:
-250 gr un (2 su bardağı)
-125 gr soğuk tereyağ
-2 yumurta sarısı veya 1 tam yumurta
-50 gr pudra şekeri(3 çorba kaşığı)
-1 tutam tuz, vanilya, LKR (limon kabuğu rendesi)
-Biraz ince çekilmiş antep fıstığı
-2 çorba kaşığı soyulmuş, ikiye bölünmüş badem
-1 fincan kayısı marmelatı
Fındıklı Dolgu:
-250 gr ince çekilmiş fındık
-125 gr pudra şekeri
-Vanilya, LKR, tarçın
-3 yumurta
Yapılışı:
-Soğuk yağ ile un yağlar kayboluncaya kadar bıçakla kıyılır.
-2 yumurta sarısı, vanilya, pudra şekeri, LKR konup karışıtırılır. Fazla yoğurulmadan toparlanır. Islak bez altında 1/2 saat dinlendirilir.
-Dinlenen hamurdan küçük parçalar alınıp merdaneyle açılır.Yağlanan tartolet kalıplarına yerleştirilr. İçlerine 1-2 çay kaşığı marmelat konur.
-Fındıklı dolgu için ince çekilmiş fındık, pudra şekeri, tarçın, vanilya, LKR ve yumurtalar karıştırılır. Hamurun üzerine doldurulur.
-180 derecede önceden ısıtılan fırında pişirilir.
-Soğuyunca üzerlerine yine azıcık marmelat sürülür. Yeşil fıstık ile üstü kaplanır.T am ortaya biraz marmelat veya LKR konur. Etrafına ikiye ayrılmış bademler papatya görünüşünde yapıştırılır.

19 Ağustos 2008 Salı

ÇİĞKÖFTE

çiğköfte,etliköfte,antep

1 su bardağı ince bulgur
300 gr çiğköftelik kıyma(yağsız kuzu eti)
1 incecik doğranmış kuru soğan
7 diş kuru sarımsak incecik doğranmış
1ince doğranmış domates
3 kaşık antep biber salçası
3 kaşık antep tozbiberi(kırmızı)
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı köfte baharatı
tuz
1/2 demet ince doğranmış maydanoz
3 tane ince doğranmış taze soğan
3 tane ince doğranmış taze sarımsak
Yapılışı:
Yeşillik dışındaki bütün malzeme karıştırılıp iyice yumuşayıncaya kadar yoğrulur.İstenirse 1/2 çay bardağı z.yağı ilave edilir.Daha sonra yeşillikler eklenir küçük küçük elimizde sıkılır ve servis yapılır.(Eğer et kıyma makinanız varsa 2 defa onda çekerekte kolayca yoğurabilirsiniz.

18 Ağustos 2008 Pazartesi

BUZDOLABI TEMİZLİĞİ

ariston,buzdolabı,temizlik,püf noktaları
Buzdolabındaki kokuları gidermek için:

*1 tas sütü buzdolabına koyun ve bir, iki gün süreyle bırakın. Süt, buzdolabınızdaki kokuları almış olacaktır, sonra kullanmadan atın. Her sabah buzdolabının alt gözüne dört dilim limon koyun ve günlük olarak değiştirin.

* Buzdolabınızı temizlemek için karbonat: Bir fincan karbonatı, 3 litre su ile karıştırıp, buzdolabınızı temizlemek için kullanın.

* Bal lekesi olur olmaz ılık suyla yıkanır, durulanır ve lekeden kurtulunur.

* Havlularınızın çok yumuşak olmasını istiyorsanız mutfak tuzu dökülmüş sıcak suda bir saat bekletin, durulayın ve asın.

* Çay lekesinin üzerine hemen limon kolonyası dökün ve kurutun.

* Ütü altı temizliği: Karbonatla ovmanız yeter.

* Ruj lekesini çıkartmak için oksijenli su ile silin.

* Kahve lekesini çıkartmak için gliserinle silin.

* Bakırları parlatmak için kaya tuzu ve sirke ile ovun

17 Ağustos 2008 Pazar

ÇATLAK ÇÖREK

çatlak çörek,sucuklu çörek,kaşarlı çörek,ayşe tüter çörek
Bugün hiç keyfim yok arkadaşlar..Aslında size bu çöreğin hikayesini yazacaktım ama havamda değilim :)Neyse çörekler bayatlamadan yayınlayabildim.Tarif ve malzemer;
malzemeler:
250 gr. erimiş margarin
1 su b. yoğurt
1/2 kahve fincanı sirke
1 kahve fincanı soda
1 k. tozu
1 yumurta
Alabildiği kadar un
çörek otu ve susam
içi: size kalmış (ben kaşar ve sucuk kullandım)
Tüm malzeme yoğrulur ve kulakmemesi yumuşaklığında hamur yapılır. Hazırlanan hamur streç filme sarılır, 1 gece buzdolabında bekletilir. Cevizden büyük parçalar alınır ve merdaneyle çay tabağı büyüklüğünde açılır. İçine doğranmış sucuk ve kaşar koydum, daha sonra hamur yuvarlanıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye konur. Üstlerine yumurta sarısı sürülür, çöreklerin üzerine bıçakla çarpı işareti yapılır. Önceden ısıtılmış 180 derecede kızarıncaya kadar pişirilir. Afiyet olsun..

14 Ağustos 2008 Perşembe

MAYALI POAÇA

mayalı poaça,yumuşak poaça,peynirli poaça,sandviç Blog dünyası bambaşka bir yer.....
İnsanlar burada biribirlerine çok yakın ve sıcaklar,aslında ben 2 yıldır bu dünyadayım ama çeşitli nedenlerden dolayı bu blogu yeni açtım.İnsanlar hele hele de bazı ayrıcalıklı insanlar bana çok sıcak ve yakın davranıp hemen beni aralarına kabul ettiler.Herkese buradan teşekkürler ;tek tek buradan isim yazamayacağım (çok uzun yazınca sıkılıyorum) ama özellikle bir tanesine bana yaptığı güzellikten sonra dayanamayıp buradan teşekkürü borç bildim.Off açılış konuşması filan gibi çok ciddi oldu :)Sevgili HALENZE sana benim için yaptığın tanıtım için çokkkkkkk teşekkür ederim.Blogcular bilirler ki onlar için yorum ve de ziyaretçi çok önemlidir.Ben canım arkadaşımın sayesinde ziyaretçi akınına uğradım ve bu durumdan çokk memnun oldum.Sevgili HALENZE bir kez daha sana çok teşekkür ederek bu poaçaları sana ikram ediyorum..
Hepinize de bana gösterdiğiniz ilgi ve beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum.Poaçanın tarifine gelince çok basit;

Hamur için malzeme:
1 su bardağı ılık su
1/2 su bardağı z.yağ
2 tatlı kaşığı şeker silme
1 tatlı kaşığı tuz silme
1 yumurta
1 küçük paket yaş maya
Aldığı kadar un

İç malzeme:
Peynir
Maydanoz

Yapılışı :
Öncelikle mayayı ılık su dolu bardağa koyalım.O sırada biz iç için peyniri rendeleyip maydanozu doğrayalım.Hamuru yoğuracağımız kaba tuz ,şeker ,yağ ve yumurta beyazını koyalım ve tuzla şekerin erimesini sağlayalım ;elimizle karıştırarak.Daha sonra suyla birlikte erimiş olan mayayıda ekleyip,ununu ilave edip yoğuralım.Hamurun kıvamı yumuşak olmalıdır.Yoğurma işleminin sonuna doğru elimizden hamurun çıkması için z.yağından faydalanabiliriz.Hamuru yaklaşık 1-1,5 saat kadar ılık bir yerde bekletelim.Daha sonra istersek hemen ,istersek daha sonra kullanılmak üzere buzdolabına kaldıralım ;kabı poşetleyerek.Fırını 200 dereceye ısıtıp; elimizle küçük küçük kopardığımız hamurları tezgah üzerinde açıp peynirleri koyalım ve bütün kenarlarını ortaya büzelim ;büzdüğümüz kısmı yağladığımız tepsiye koyalım.Üzerine ayırdığımız yumurta sarısını sürüp dilersek çörek otu serpip fırına verelim.Ben dün içine malzeme koymadan yaptım ,çocuklarım böyle sandviç şeklinde daha çok seviyorlar.

13 Ağustos 2008 Çarşamba

SOSİSLİ KAŞARLI BÖREK

kolay börek,kaşarlı börek,sosisli börek,tepside börek,su böreği,fırında börek,
Malzemeler:
5 adet yufka
500 gr rendelenmiş taze kaşar
3 adet uzun soyulmuş sosis
Harcı İçin:
2 yumurta
1 su bardağı süt
Yarım su bardağı sıvı yağ
Üzeri İçin:
1 yumurta
Yapılışı:
-İçi için; rendelenmiş kaşar peyniri ve ince ince dilimlediğiniz sosisleri bir kapta karıştırıp, bir kenara alın.
-Harcı için; yumurtaları çatalla çırpın. Karıştırarak yağ ve sütü de ekleyin. Bir kenara ayırın.
-Tepsinizi yağlayın.
-Yufkalardan birini tepsinize, kenarlardan taşacak şekilde yayın. Yufkalarınızın yarısını, elinizle parçalayarak tepsinize dizin. Her katın arasına, 3 çorba kaşığı kadar harçtan gezdirin.
-En ortasına, iç malzemesini yayın.
-Kalan yufkaları da aynı şekilde, aralarına harç sürerek, tepsiye yerleştirin. (Harçtan 4 yemek kaşığı kadarını ayırın.) Bütün yufkalar bitince, kenarlarını da üzerine katlayın.-Ayırdığınız 4 kaşık harca 1 yumurtayı kırın, çatalla çırpın. Böreği T şeklinde keserek harçlı yumurtayı üzerine döküp, her tarafına iyice yayılmasını sağlayın.

-Daha önceden 200 dereceye ısıttığınız fırına verin ve üzeri kızarana kadar, 30-40 dakika pişirin.-Böreğinizin içinde bol yumurta olduğundan çabuk bozulabilir. Hemen tüketmeyecekseniz buzdolabında muhafaza edin.

HAYATIMIZIN PÜF NOKTALARI


1. Hızlı kilo verip tekrar almak vücudunuzun zayıflamaya karşı direncini arttırır ve giderek kilo vermeniz zorlaşır. Metabolizma alt üst olur.
2. Yapılan yeni araştırmalara göre meyve, sebze ve yeşil bitkileri bol yiyen kişilerin daha az kanser ve kalp hastalığına yakalandığı tespit edilmiştir.
3. Hazırladığınız kekin üzerine eritilmiş çikolata dökeceğiniz zaman, çikolataya biraz tereyağı katın. sonucunda hem lezzet verir hem de çikolatayı yumuşatır.
4. Duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. Çiviyi öyle çakın, böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız.
5. Kek kalıbınızın içine hamurunuzu dökmeden önce ortasına bir şerit alüminyum folyo koyun. Böylece kekinizi pişirdikten sonra kolayca çıkarabilirsinız.
6. Bayatlamış ekmeklerin üzerine su serpin ve folyo kağıda sarıp 5-10 dakika fırınlayın. Böylece taptaze olacaktır.
7. Fırında patates yapmadan önce 10-15 dakika haşlayın ve çatalla delin. Böylece daha kolay pişecektir.
8. Patlıcanları pişirmeden önce tuzlayın ve bir süre bekletin. Daha sonra soğuk sütten geçirin ve kurulayın. Patlıcanlar daha lezzetli olacaktır.
9. Tart hamuru açarken hamurun sertleşmemesi ve kıvamının bozulmaması için; hamuru bir naylon poşete koyup merdane ile yuvarlayarak açın.
10. Öğünler arasında acıktığınızda kuru erik yiyin. Kuru erik kan şekerinin düşmesini engeller. Ancak fazla abartmayın çünkü bir kuru erikte 8 kalori var.
11. Evde pasta yaparken kullandığınız meyve ve şekerlemelerin dibe çökmesini istemiyorsanız pastanıza bir miktar mısır unu ilave edin. Meyveler pişerken suları yoğunlaşır ve dibe çökmezler.
12. Patates pürenize değişik bir koku vermek istiyorsanız içine bir miktar hindistan cevizi atın. Tadının çok değiştiğini göreceksiniz.
13. Meyveli kek yaparken, meyvelerin kekin dibine çökmemesi için meyveleri önce una yada nişastaya bulayıp bir süre bekletin ve ardından kek harcına katın.
14. Kahvaltı ya da çay saati için hazırladığınız hamur kızartmalarının daha lezzetli olmasını istiyorsanız, hamura eklediğiniz kabartma tozuna biraz toz şeker katın.
15. Satın aldığınız kır çiçeklerinin daha uzun süre dayanarak vazoda güzelliklerini korumasını istiyorsanız, suyuna birkaç damla çamaşır suyu koyun. Daha uzun ömürlü olacaklardır.
16. Pamuklu giysilerinizin çekmemesi için ilk yıkamada bir gece soğuk suda bekletin, sonra yıkayın, çekmeyeceklerdir.
17. Hamur işi ile uğraştığınız zaman mutfağınızın tezgahı kirlenir. İşiniz bitince tezgahı kolayca temizlemek için bir miktar tuz serpin ve nemli bir bezle silin. Böylece tezgahınız kolayca temizlenecektir.
18. Duvar kağıtlarını yenilemek istediğinizde eski kağıtları çıkarmak her zaman sorun olur. Ilık su dolu bir kaba bir miktar bulaşık deterjanı dökün ve karışıma batırdığınız süngerle duvar kağıtlarını silin, kolayca çıkacaklardır.
19. Tart hamuru hazırlanırken topak topak olursa 1 adet yumurtanın sarısını ekleyin ve iyice yoğurarak yumurtayı hamura yedirin.
20. Evinizdeki menekşelerin daha çok çiçek vermesini istiyorsanız, toprağına yumurta kabukları karıştırın. Böylece menekşeleriniz daha sağlıklı ve daha güzel çiçekler açacaktır.
21. Dirsek ve topuklarınızın sertleşmesini istemiyorsanız bir dilim limon ile ovun. Böylece yumuşacık olacaklardır.
22. Etin yumuşak olması için haşlama suyuna limon suyu yada sirke katın. Ancak kızartacaksanız bir gece sirkeli ve sıvıyağlı sosun içinde bekletin. Sosun içine taze bitkilerden ince ince kıyarak lezzet katabilirsiniz. Ardından eti hiç yağ koymadan kızartın.
23. Satın aldığınız kahveyi taze saklamak istiyorsanız cam kavanoza boşaltıp içine iki adet kesme şeker atın. Ağzını sıkıca kapatın. Kahvenizin taze kaldığını göreceksiniz.
24. Limondan daha fazla su elde etmek istiyorsanız, limonu yıkayıp kuruladıktan sonra çatalla bir kez delin, sonra suyunu sıkın.
25. Satın aldığınız kiviler çok sert ve ham ise bir gece boyunca plastik bir torbada elma veya armutla saklayın.
26. Eğer ayaklarınız çok ısınıp şişiyorsa onları saatlerce sıcak suda bekletmeyin, aksine kolonya ile ovalayın. Bilekleriniz ve ayaklarınız şişmeyecektir.
27. Kurabiyeleri sıcakken tepsiden çıkarırsanız tepsiye yapışmaz. Ancak sıcakken çıkartamadıysanız soğuduktan sonra 1-2 dakika tekrar ısıtıp çıkartın böylece kurabiyeler parçalanmaz.
28. Eğer cildiniz kuru ise bir muzu ezin, içerisine bir çay kaşığı bal veya bademyağı karıştırıp yüzünüze sürün. Birkaç dakika bekleyip ılık su ile yıkayın.
29. Kuru fasulyeleri dağılmadan pişirmek istiyorsanız tuzu ve salçayı ya da domatesleri fasulyeler yarı piştikten sonra koyun.
30. Kızartma kokularının bütün eve yayılmaması için yağın içine bir iki dal maydanoz atın.
31. Ekşi elma şeker hastaları için ideal bir meyvedir. 100 gramında 58 kalori bulunur. Kan yapıcı özelliğinden ötürü doktorlar tarafından büyüme çağındaki çocuklara ve hastalara önerilir. Hazmı kolaylaştırır, böbrekleri çalıştırır.
32. Maydanozdan daha fazla yararlanmak için saplarını da kullanın. Maydanoz saplarını atmayıp iyice temizledikten sonra çorbalarda kullanabilirsiniz.
33. Az miktarda yağ, süt, su vs. ısıtmanız gerektiğinde tencerenizi kirletmenize gerek yok. Bir kepçe yardımı ile bu işleri hemen yapabilirsiniz.
34. Pilavın tane tane ve beyaz olmasını istiyorsanız içine 3-4 damla limon suyu koyun.
35. Bir büyük soğanı dörde bölün ve orta boy bir bal kavanozuna koyup iyice karıştırın, 24 saat bekletin. Şurup haline geldiğinde soğuk algınlığı olan (öksüren) kişiye sabah, akşam bir yemek kaşığı verin. Soğanın içerdiği yağlar öksürüğü kesecektir.
36. Uzun zaman kullanılan konserve açacakları artık işlevini görmüyorsa, bir gece sıvı yağda bekletin pasının gittiğini ve eski haline döndüğünü göreceksiniz.
37. Mısırları haşlarken daha lezzetli olması için tencereye bir çay kaşığı şeker atın. ayrıca mısır kabuklarını yıkadıktan sonra onları da koyabilirsiniz.
38. Kızartma yaptıktan sonra kokmasını istemiyorsanız, bir kapta sirkeli su kaynatın.
39. Patlıcanları soyduktan sonra beklettiğinizde kararmasını önlemek için, bir süre limon suyu katılmış suda bekletin. Böylece hem renginin kararmasını hem de tadının acılaşmasını engellersiniz.
40. Kuru fasulyeyi haşladığınız suyu dökmeyin, soğuduktan sonra bitkilerinizi sulayın. Bu bitkileriniz için çok yararlı ve sağlıklıdır.
41. Nane çayı, mide gazını geçirerek, doluluk hissini ortadan kaldırır ve aynı zamanda hazmı kolaylaştırır midenin daha çabuk boşalmasını sağlar. Nane çayını, kuru naneyi sıcak suya atıp 10 dakika demleyerek elde edebilirsiniz.
42. Tavuğun üzerine limon suyu sürer ve tuz serperseniz tavuğun nar gibi kızardığını görebilirsiniz.
43. En iyi yemek, dibi kalın ve düz tencerede pişer.
44. Salçanın kutusunu açtıktan sonra hemen küflenmemesi için üzerine sıvı yağ dökebilirsiniz.
45. Kızartma yaparken yapın patlayıp sıçramaması için, bir tutam tuz atmanız yeterlidir.
46. Romatizma ağrılarınız tuttuğu zaman sabahları kuru üzümün suyunu çıkarın ve bir bardak için. Çünkü üzüm suyu romatizmaya karşı doğal ilaçtır.
47. Teflon tavalardaki lekeleri çıkarmak için, bir bardak suya 2 çorba kaşığı karbonat ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Tavanın içinde bu suyu 10 dakika kaynatın.
48. Paslanmaz çelik tencereniz matlaşırsa, biraz sirkeyi ateşe koyup ısıtın. Sonra yumuşak bir bezi ılık sirkeye batırarak iyice ovun. Sonra iyice durulayın.
49. Yemeğe fazla tuz attıysanız tencerenin içine birkaç parça çiğ patates kabuğu atın, fazla tuzu çektiğini göreceksiniz.
50. Etlerin daha lezzetli olması için bir kahve fincanı süt, bir kahve fincan zeytinyağı ve bir kahve fincanı soğan suyu karışımı ile ovun. 12 saat kadar buzdolabında bekletin.
51. Buzdolabınızdaki kokuları gidermenin en iyi yolu bir kaba biraz süt koyup dolabın bir köşesine yerleştirmektir.
52. Kalamarı kızartmadan önce süte batırırsanız daha yumuşak olur.
53. Keki fırından çıktıktan sonra 15 dakika ıslak bir bez üzerinde bekletirseniz, bıçağı kekin çevresinde şöyle bir dolaştırdıktan sonra kalıbından kolayca çıkarabilirisiniz. Ancak kek hamurunu kalıba dökmeden önce kalıbı yağlamayı da unutmayın.
54. Dondurulmuş gıdaları çözerken çabuk çözülsün diye sıcak bir ortama koymayın, bakteri ve mikrop üremesine neden olursunuz. en iyisi buzdolabının en alt rafına koyup ağır ağır çözdürmek.
55. Bayat ekmekleri kare kare kesip kızarttıktan sonra kapaklı bir kavanoza koyup buzdolabında çorbalarınızda kullanmak üzere saklayabilirsiniz veya robotta öğütüp galeta unu niyetine de kullanabilirsiniz.
56. Yoğurtlu çorbaya tuzu çorba piştikten sonra atın, yoksa yoğurt kesilir.
57. Mikro dalga fırınlar zannedildiği gibi zararlı değildir aksine yemeklere zarar vermez. Yiyeceklerin vitamin değerlerini daha çok muhafaza eder. Yemekleri gereğinden çok ısıtıp bekletmek yüzünden oluşan bakterileri de engellemiş olur.
58. Sebzeli güveç yaparken vitamin değerlerinin düşmemesi ve lezzetlerinin bozulmaması için sebzeleri çiğ olarak koyun.
59. Yoğun tempo yüzünden kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız bol bol taze hurma yiyin.
60. Meyvelerin arasına herhangi bir tür yapraklardan yerleştirirseniz meyveler uzun süre taze kalır.
61. Hazırladığınız beşamel sosun ateşten alınmasına yakın içine çekilmiş ceviz , adaçayı yada nane atarsanız hoş lezzetler elde edersiniz.
62. Toprak çömlek ve tencereler yeni alındıklarında küçük çatlaklar sebebiyle kırılma tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Bunun için kullanmadan önce 3/4'ünü sirkeli sıcak suyla doldurun 24 saat bekletin ve soğuk suyla yıkayın.
63. Portakalları sıkmadan önce bir süre soğuk suda bekletirseniz daha fazla su verirler.
64. Bir elmanın kabuğunu lahananın pişme suyuna katarsanız hem hazmı kolay olur hem de koku çabuk yok olur.
65. Mart ayının ilk günlerinde bahçenizdeki gülün kökünün yanına yaklaşık 5 cm derinliğine bir diş sarmısak gömerseniz gülü yaz boyunca zararlı böceklerden korursunuz.
66. Şömine yada barbekü küllerini bahçenizde gübre olarak kullanabilirsiniz, üstelik bu çok faydalı.
67. Peynir kesmeden önce bıçağı soğuk suya tutarsanız hem peyniri daha kolay kesersiniz hem de bıçağınız daha kolay temizlenir.
68. Balık kızartma yağının içine kırmızı biber serperseniz bu balığa değişik bir lezzet verir ve ayrıca balığın rengi çok güzel ve parlak olur.
69. Patatesleri soymadan önce 10 dakika kadar sıcak suya koyar sonra soyarsanız zorlanmadığınızı göreceksiniz.
70. Meyve salatası yaptığınızda eğer servis için daha vakit varsa meyvelerin kararmaması için üzerlerine limon dilimleri koyun. servis ederken dilimleri alabilirsiniz.
71. Tereyağı donduysa sıcak bir kaba koyarsanız yumuşar.
netten

12 Ağustos 2008 Salı

ALMAN PINARI (DEVAM)


Buyrun arkadaşlar işte burası :(

10 Ağustos 2008 Pazar

ALMAN PINARI

Dün güzel bir pazar sabahı çocuklara değişiklik olsun diye,annemlerle OSMANİYE FEVZİPAŞA DA alman pınarı denilen bir yere gittik.Doğa ile başbaşa nefis bir ortam ;



















Yollarda böyle güzel manzaralar vardı,sizlerle bu güzel ortamı paylaşmak istedim.Gideceğimiz yer dağın tepesinde muhteşem bir yerdi.Yolda oğlum ve ben sürekli foto çektik.Dağın üzerinden kıvrılarak tam tepeye vardığımızda manzara böyle idi.



Çokk güzel bir yolculuğun ardından acıktık ve geçen yıl gittiğimiz kır restoranına gitmeye karar verdik.Lüks bir yer değil ama doğa ile içiçe oluşu muhteşem


Bu kanalda balıklar yüzüyor,isteyen burdan balık seçip pişmesini bekleyip yiyor isteyende bizim gibi pirzola istiyor.Çok beğendiğim için size tüm sahneleri fotoladım size de tavsiye edeyim sizlerde gidin diye


güzel bir pişmiş soğan ve patlıcan tabağı aslında çok değişik görülmemiş şeyler değil ama o ortamla birleşince insanın iştahı kabarıyor.

Nar ekşili gavurdağı salatası,sıcacık pideler,
veeee KONUYA ANLAM VEREN PİRZOLA, Koca çınar ağacının altında buz gibi bir serinlikte mükemmel bir ortam diyecekken size günü berbat eden olayı anlatmak istiyorum,aslında bulunduğumuz yerin ismini de fotolamıştım ama yine de büyüklük bende kalsın ve ismini açıklamayayım.

Yemeği yemeye başladık tabii her zaman ki şans yine gelip beni buldu.Pirzoladan birkaç parça yemiştik ki bir de ne göreyim ,pişmiş etin üzerinde sinek larvaları,öğhhh iğrenççç diyerek elimdeki eti hemen bıraktım ve garsonu çağırdım.Garson tabii ki kabul etmeyerek bunların larva değil sarımsak sosu olduğunu söyledi,işletmenin sahibini çağırdık adam da büyük bir pişkinlikle aynı yalana devam etti.Size bir tabak böğürtlen yollayayım müessenin ikramıdır bu konuyu unutun diyerek pişkin pişkin sarımsak sosu dedi.Ben aslında ismini de yayınlayayım diye çok istedim ama babamın iyi niyeti ile vazgeçtim.


Benden size tavsiye arkadaşlar fotolarla size tanıtmaya çalıştığım bu mükemmel ortamda size bir foto daha vereyim bu yerde asla yemek yemeyin.


İşletmenin sahibine foto çektiğimi nette yayınlayacağımı söyledim ama bana pişkinlikle yayınla reklamımızı yap şu böğürtlenleri ye de dedi :(

iğrenç değilmi umarım fotolar size yetmiştir.

8 Ağustos 2008 Cuma

ISTAKOZ AİLESİ

Nereden çıktı bu konular,dediğinizi duyuyorummm..
Dün arkadaşım bağevine gittik,havuzda benim çocuklarımla arkadaşımın çocukları çılgınlar gibi eğlendiler (tabi arkadaşım ve ben de).Bu son dönemde hayatımızda biraz sıkıntılı günler geçirmiştik,ama dün o kadar eğlendik ki son günlere format atıldı :))
Biten günün ardından dün akşam saat 22.00 civarı eve geldiğimizde acı gerçekle karşılaştık.Dün ben de anne değil çocuk idim,o kadar çok eğlendik kiii gece eve geldiğimizde ıstakoz ailesi olmuştukk:)Herkes direk banyo ve ardından bir BEPANTHEN MERHEM (kurtarıcı) seansı amaa buna rağmen gece boyunca sırtımın ve omzumun gerilmesinden ve yanmasından kurtulamadım.Çocuklar tabii ki seslerini çıkaramadılar çünki ben ara ara çocukluktan çıkıp anne oluyodum ama kesin tavır koyamıyodum,çünki ben de çok eğlenıyordum ama çocuklar yine de ben dırdır etmeyeyim diye korkularından seslerini çıkaramadılar.Tabi pazartesi günü de gelelim diye konuşup ayrılmıştık,şimdi yanıyoruz derlerse gidememekten de korkuyorlar.
Yine çok uzattım galiba ben nette araştırma yaptım sabah bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Koruyucu krem ve losyonların seçiminde en önemli özellik

SPF denilen güneşten koruma faktörünün derecesidir. Bunu koruyucu losyonların ambalajlarının arkasında sunscreen olarak gösterilen bölümün yanında görmek mümkündür. 2 ile 60 arasında derecelendirilir. Kullanımda dikkat edilmesi gerekenler:
Koruyucu faktörler mutlaka güneşlenme esnasında belirli aralıklar ile yinelenmelidir.
Her denize giriş çıkışta tekrar sürülmelidir.
Eğer denize girilmiyor ise 2 saatte bir yenilemek faydalı olur.
Jel formundaki güneş koruyucular daha sık aralıklar ile sürülmelidir, çünkü bunlar terleme veya suya girme ile hemen vücuttan çıkar. Ancak bu formdaki koruyucuların birde avantajı vardır; Çilli, ve cilt lekesi olan kimseler için oldukça uygundur.

GÜNEŞ KORUYUCULARININ SEÇİMİ

Güneşten korunmanın birçok yöntemi vardır. PABA koruyucu güneş kremleri içerisinde yer alan temel bir maddedir. Fakat en büyük dezavantajı giyilen giysiler üzerinde leke bırakmasıdır. Bu nedenden ötürü günümüzde PABA'nın leke bırakmayan ester türevlerinin üretilmesi yoluna gidilmiştir. PABA nın diğer bir dezavantajı da alerji gelişimidir, bu etki ester türevlerine karşı da geçerlidir. Güneş koruma maddelerinin çeşitli formları vardır.
Krem
Losyon
Jel

FDA (YİYECEK VE İLAÇ YÖNETİMİ) VE AMERİKAN DERMATOLOJİ AKADEMİSİ ALTI CİLT KATEGORİSİ TANIMLAMAKTADIR

I- ) Daima ve kolaylık ile güneş yanığı oluşabilen, asla bronzlaşamıyan ve aşırı derecede güneşe duyarlı, kızıl saçlı ve çilli kişilerin cildi bu grubu oluşturur. İrlandalılar, Gallerliler, Iskoçlar...II- ) Daima ve kolaylıkla güneş yanığı olabilen, çok az bronzlaşabilen,güneşe çok duyarlı olan, açık tenli, açık renk saçlı ve mavi gözlü kimselerin cildi bu grubu oluşturur. Kafkasyalılar.III- ) Bazen yanabilen, yavaş yavaş ve açık kahverengi tonunda bronzlaşabilen, güneşe duyarlı olan, ortalama cilt tipidir. ( klasik cilt tipi)IV- ) Çok az güneş yanığı olabilen daima orta kahverengi tonunda yanan, çok az güneşe duyarlılık gösteren cilt tipidir. Akdeniz tipli Kafkasyalılar..V- ) Nadiren yanabilen,çok iyi bronzlaşabilen, güneşe duyarsız ciltlerdir. Orta doğu, İspanya kökenliler, bazı zenciler.VI- ) Asla yanmayan, çok koyu tenli, güneşe duyarsız cilt tipidir. Zenciler...

GÜNEŞ KORUYUCU MADDELER HAKKINDAKİ GERÇEKLER


Yeni doğan döneminden insanın ölünceye kadarki yaşamında, herkesin güneş koruyucu madde kullanımına ihtiyacı vardır. Ve Amerikan Dermatoloji Akademisi insanın cilt tipi ne olur ise olsun koruma faktörü en az 15 olan (SPF si 15) bir güneş koruyucu madde kullanılmasını önermektedir.
Eğer gün içerisinde 20 dakikadan daha uzun süre güneşte kalacaksanız mutlaka ve mutlaka güneş koruyucu madde kullanmanız gerekmektedir.
Makyaj yapan bayanlar şunu bilmeliler ki koruyucu maddeler, makyaj altına da kullanılabilir.
Ayriyeten güneş ışığı ciltteki D vitamini üretiminden sorumlu olduğundan yaşlı insanlar düzenli olarak ve güneş koruyucuları kullandıktan sonra, kısa vadeli güneşlenmelerle bu ihtiyaçlarını karşılayabilirler.
Erken yaşlanma ve cilt kanserinden korunmanın başlıca yolu güneşten korunmaktır. Sürekli ve düzenli kullanılan güneş koruyucuları, cilt de meydana gelen zedelenmeleri de onarır.

ALTI AYDAN BÜYÜK BEBEKLER

Üreticilerin tavsiyelerine göre, bir bebek altı aylık olduktan sonra rahatlıkla güneş koruyucu madde kullanabilir. Ancak tüm güneş koruyucu maddeler aynı etkiye sahip olmadığından, bu tür ürünleri alır iken üzerindeki etiketi dikkatlice okumak ve uygun ürünü seçmeniz gerekmektedir. Üründe aramanız gereken özellikler şunlardır:
Güneş koruyucunun en az 15 koruyucu faktörlü olmasına (15 SPF) dikkat edilmelidir. Bunun anlamı; Bebeğin güneş koruyucusu kullanmadan yandığı sürenin en az 15 katı kadar uzun bir süre içerisinde aynı derecede yanacağını belirtmektedir.
Güneş koruyucu madde "geniş etkili" (broad spektrum) olmalıdır. Bunun anlamı ise; Güneş koruyucu maddenin hem Uv B hem de Uv A ışınlarını bloke ettiğini göstermesidir. Uv A ışınlarını bloke eden güneş losyonları mutlaka "titanium dioxide, oxybenzene yada dioxibenzenne" içermelidir. Zararlı ışınların çoğunu bloke ettiğinden ötürü titanium dioxide çocuklar için tercih edilen bir maddedir. Bu madde ciltte geçici macunumsu beyaz bir tabaka bırakmaktadır, fakat bu çocuğu rahatsız etmez.
Günün ilk güneşine çıkmadan 20-30 dakika önce ve ondan sonraki her 1,5-2 saate bir losyonu çocuğunuzun vücuduna bolca sürün. Ürünün üzerinde her ne kadar "suya dayanıklıdır" ibaresi yer alsa dahi yüzdükten sonra mutlaka tekrar sürülmelidir.
Tıpkı bebeklerde olduğu gibi sadece güneş koruyucuların kullanılması güneşten korunmak için yeterli değildir. Koruyucuların yanı sıra güneşten korunmak için onları geniş kenarlı şapka giymeye özendirmek, kapalı mayolar almak, ve gerekir ise hoş görünmese dahi tişörtleri ile yüzmeye teşvik etmek lazımdır.

6 AY VE DAHA KÜÇÜK ÇOCUKLAR

Yeni doğmuş bir bebeğin cildi çok hassastır. Amerikan Çocuk Hastalıkları Akademisi altı ay ve daha küçük çocukların ailelerinin, güneşten koruyucu kremler kullanmamaları gerektiğini bildirmektedirler. Çünkü bu yaş grubunda, bu maddelerin bebekler üzerindeki etkisi tam olarak bilinmemektedir. Fakat pediatrics dergisinin son zamanlardaki çalışmalarında, güneş kremlerinin bu yaş grubundaki bebekler üzerinde zararlı etkilerinin olmadığı bildirilmiştir.
Yinede en iyi olan, 6 aydan küçük bebeklerin güneşten uzak tutulması, eğer bu mümkün değil ise; Yüz kısımları ve ellerinin arkası gibi küçük alanlara, oldukça az miktarda güneş koruyucu kremler sürülmeye çalışılmalıdır.
Bebeğin üzerini güneşten korumak amacı ile açık renkli sıkıca dokunmuş pamuk giysiler ile örtülmelidir. Açık renk kullanmanın amacı güneş ışınını yansıtması dolayısı iledir. Öte yandan bebeğin vücut ısısı çabuk arttığından dolayı bebeğin üzeri gereğinden fazla giydirilmemelidir.Bebeği muhakkak gölgede tutmak gereklidir
Geniş kenarlı şapka giydirmek yararlı olur.
Eğer mümkün ise, bir yetişkin ve küçük bir çocuğu alabilecek güneş çadırı alınması uygundur.

Güneş ve Yanıklar


Güneş kumda %15, karda ise %80 oranında yansımaktadır. Bu nedenden dolayıdır ki koruyucu kremleri hem güneşli yaz günlerinde hem de yazın bulutlu havalarda kullanmak gereklidir. Çünkü bulutlu havalarda bile güneşin ulltraviole ışınlarının %80'i bulutları geçerek bizleri etkilemektedir.
Güneş ışığı yazın önemli bir malzeme olduğundan, açık havada bulunmak kişiye, yazın sağlıklı parlaklığını aldığı hissini verebilir. Ancak bu kesinlikle sağlıksız güneş yanığından başka bir şey değildir. Amerikan Dermatoloji Akademisine göre insanların büyük bir çoğunluğu 20 yaşından önceki dönemde, daha çok güneş ışığına maruz kalmaktadırlar. O nedenden dolayı özellikle çocukluk yıllarındaki güneşe maruz kalmanın zararları çok iyi bilinmelidir. Eğer çocukluk döneminde çocuklarınızın narin cildini güneşten koruyacak olur iseniz onların deri kanseri ve çabuk yaşlanma riskini azaltmaya yardımcı olabilirsiniz.
Güneş yanığına Uv A ve Uv B dediğimiz ultraviole ışınlar sebep olur. Açık tenli çocukların güneşte yanma riski daha yüksek olduğu bilinmekle birlikte, koyu tenli çocuklar dahi, eğer güneşte yeterince uzun süre kalacak olurlarsa yanabilirler. Güneş yanığının hemen ardından ciltte meydana gelen zedelenme sonucu ödenen bedel, uzun vadede ödenecek olan bedelin yanında önemsenmeyecek kadar küçüktür. Çünkü güneş yanığı ve aşırı bronzlaşma sonucu: İleride habis melanoma, basal hücreli karsinoma ve sukuamoz hücreli karsinoma gibi çeşitli formlardaki cilt kanseri oluşabilir. Kırışıklık, benek oluşumu ve beyaz lekeler gibi bazı erken yaşlanma bulguları ortaya çıkabilir. Yaşına bakılmaksızın her çocuk, sabah saat 11:00 ile öğleden sonra 15:00 arası mutlaka güneşten uzak durmalıdır. Çünkü zararlı ultraviole ışınlarının 2/3' ü bu zaman diliminde saçılır.
NOT: Çocukluk döneminde meydana gelen bir veya iki su toplayan güneş yanığı çok fazla küçümsenmemelidir. Çünkü; Amerikan dermatoloji akademisine göre bu olay bile ilerideki dönemde cilt kanseri gelişim riskini arttırabilir. Koruma ile ilgili diğer direktifler çocuğun yaş grubuna göre değişir

7 Ağustos 2008 Perşembe

ET BASMASI

Çokkkk pratik ayrıca da çokkk kolay bir yemek :))Et basması çokta lezzetli bir yemek ama sarımsak sevmeyen herkes uzak dursun çünki bol sarımsaklı bir yemek,hemen tarife geçelim..

Malzemeler:
1 kg koyun kıyma
1 baş kuru sarımsak
1 bağ maydanoz
tuz,kırmızı biber,karabiber,kimyon
domates
yeşil biber

Yapılışı:

malzemeler domates ve biber hariç iyice yoğurulur.Tepsiye ben borcam kullandım bastırılarak yayılır,üzerine doğranmış domates ve yeşil biber dizilerek fırında pişirilir.Ben bu yemeğe 3 dk yemeği de diyorum :)

5 Ağustos 2008 Salı

TAVUKLU İÇ PİLAV



Malzemeler:
1 tavuk
2 s.b. pirinç
1 ç.b. antep fıstığı
1 ç.b. kuş üzümü
100 gr. tereyağ
2 y.k. zeytinyağ
3 s.b. su
tuz
Yapılışı:
Antep fıstığı bir kapta haşlanarak kabukları soyulur.Üzümler bir kapta ıslatılıp şişmesi sağlanır,pirinçler iyice yıkandıktan sonra z.yağında kavrulur.Üzerine su ,tuz ,üzüm, fıstık, tereyağ ilave edilerek pişirilir.Yanında fırında kızartılmış tavukla sunulur :)

4 Ağustos 2008 Pazartesi

LCD TELEVİZYONLAR


Nette gezinirken buldum,çok şekerler değilmi..Lcd televizyonlar evimizin her köşesinde ,özellikle cipsli olan mutfaklarımız için süpperr değilmi :)

CEVİZLİ ELMALI KEK

Bu da arşivimizden elmalı ve de cevizli kekimiz :)

Malzemeler:


4 yumurta
1.5 su bardağı şeker
1 su bardağı süt
1/2 su bardağı z.yağ
3 su bardağı un
1 vanilya
1 kabartma tozu
2 elma
1 tatlı kaşığı tarçın
150 gram ceviz

Hazırlanması:

Şeker ve yumurta bembeyaz oluncaya kadar çırpılır.
Süt , yağ eklenir .
Unla birlikte vanilya ve kabartma tozu elenir ve onlarda eklendikten sonra artık mikserle çırpmayıp ,bir spatülle çırpılır.
Tarçın ve kırılmış cevizde ilave edilir ve yağlanmış ,unlanmış kalıba dökülür.
Dörde bölüp çekirdekleri çıkarılmış elma ince ince doğranıp kekin üzerine sıralanır.
180 derece fırında 40 dk pişirilir.

MANTAR KURABİYE

Dün akşam üzeri misafirim vardı.Bir anda telefon açıp bir saate kadar geleceklerini söylediklerinde ne yapacağımı şaşırdım :)
Neyse evde biraz çeşidim vardı,hemen yanına bir mantar kurabiye ekledim ve bunu da sizlerle paylaşmak istedim.Buyrun tarife ;

MALZEMELERİ:

1 su bardağı pudra şekeri
2 paket buğday nişastası
1 su bardağı un
2 yumurta
1 paket vanilya

YAPILIŞI:

Margarin pudra şekeri ile karıştırılır.Diğer malzemeler eklenip yoğrulur. Ceviz büyüklüğünde toplar yapılır.Bir kapak yardımıyla kakaoya bastırılıp şekil verilir.170 dereceli ısıtılmış fırında beyaz kalacak şekilde 15 -20 dakika pişirilir.

3 Ağustos 2008 Pazar

ÖRGÜ ŞAL MODELİ

Evettt bu son foto,gelelim fotoların hikayesine..
Bizim şehrimizin geleneğidir bunlar,kız annesi kızının ilk bebeğine giysiler hazırlar.Buna KIRKLIK denir.Anlamını ben de bilmiyorum ama bebeğin ilk kırk gününde giyeceği giysiler mi acaba :))
Bunlar kuzenime yengemin yaptığı örgüler,görünce dayanamadım ve fotolarını almak istedim.Yengem de sağolsun tabii alabilirsin, dedi.
Buradan emeğine sağlık yengeciğim,güle güle kullan Bilge ' ciğim demek istiyorum.Yani ben bunları yüklemek için bile ne kadar emek sarfettim yengem örmek için ne emek sarfetmiş,onu bir kez daha kutlamak istiyorum :)
Bu şal da kuzenime yengem tarafından lohusalık döneminde giyinmesi için örülmüş.Mankenimiz de kızkardeşim ona da teşekkür ederim :)

ÖRGÜ BEBEK BATTANİYESİ


ÖRGÜ BEBEK ATKISI


EV RESİMLİ HIRKA MODELİ


ÖRGÜ BEBEK HIRKALARI




KAPİŞONLU BEBEK HIRKALARI


ÖRGÜ BEBEK SÜVETERLERİ